26 Ekim 2013 Cumartesi

İOS / Anroid

                                                                      


Gelişen teknoloji ile birlikte artık telefonlar haberleşme aracı olmaktan çıktı. Artık cebimizde küçük bilgisayarımız haline gelen yeni akıllı telefonları alırken nelere dikkat etmeliyiz veya istediğimiz perfomansı sağlamak için hangi markayı tercih etmeliyiz gibi sorular insanların hala cevabını bilmedikleri sorulardır.
 En çok bildiğimiz ve adını sıkça duyduğumuz markalar arasında Appe,Samsung,HTC v.s gibi markalar var. Peki bunların farkı nedir? Birisi ucuzken birisi pahalı neden? İşte bu sorulara getireceğim cevaplarla aklınızda bir fikir oluşmasını sağlayacağım. Başlayalım..
Öncelikle bütün konuyu şuraya odaklayacağım. “ İşletim Sistemi ”. Belkide en önemlisi bu. Telefonların bildiğiniz üzere bir yazılımı vardır. Örneğin Samsung’un, HTC’nin yeni nesil telefonları Android işletim sistemini kullanırlar. Bunlara  ek olarak (Bundan sonra yok) Nokia’nın OVİ si var ve elbette şüphesiz en köklü ve en sağlam olanı “İOS” Apple’ın işletim sistemi var. Bilirsiniz İphone çılgınlığını. Peki İphone’u diğerlerinden ayıran özellik nedir? Pahalı olması mı? Elbetteki hayır. İphone’un pahalı olmasının sebebi işletim sistemidir. Şimdi inceleyeceğimiz iki işletim sistemi Android ve İOS olacaktır.
İOS u Android’den ayıran özellikleri başlıca saymak gerekirse ; İOS bu oluşumun atasıdır ve Android tamamen İOS tan esinlenerek üretilmiştir. Yani İphone birşeyi yapar sonra diğerleri taklit eder şeklinde oldu uzun yıllar. Bu yüzden de Samsung galaxy ı ve galaxy ıı de bir sürü hata yapmış ekran dokunmatik özelliğini yitirmiş kullanıcılar bin pişman olmuştur. İOS kapalı bir sistemdir. Hiç bir kişi veya kurum sizin telefonunuza kesinlikle ulaşamaz. Rehberinize giremez, fotoğraflarınızı çalamaz,mesajlarınızı okuyamaz,maillerinize bakamaz yani hiç bir yetki ve izne sahip olmak sızın İphone dünyadaki en güvenli telefondur. Dediğimiz gibi çünkü kapalı bir işletim sistemi vardır. Dışardan veri aktarımı olmadığı içinde bir İphone hiç bir zaman virüs bulaşamaz. Tabi bu günümüzde hiç bir markada bulamayacağımız bir özellikdir bunu için milletvekilleri ve üst kademediki kişiler bilgi güvenliği için Apple ürünlerini tercih eder. Bunun yanı sıra elbetteki dezavantajıda vardır. Mesale siz gidip te internetten bir veri indirerek (oyun gibi) telefonunuza atamazsınız. Fakat artık İtunes sayesinde Film müzik dahil her şey atılıyor. İphone telefonlar asla kasmaz. (yeni gelen İOS 7 ile üretimi kalkan telefonları dahil etmiyorum mesela İphone 4 ve 4s artık eski kalitesini koruyamıyor ki zaten üretimide yapılmıyor.) İphone parçadan kaçırmaz en iyisini yapar. Bunun için 300- 400 liralık telefonlar çıkarmaz her sene bir tane yapar ama en iyisini yapar.
İphone u şimdilik köşeye kaldıralım gelelim Android‘e...
Android her şeyden önce Google gibi bir arama motorunun ürünüdür. Zaten bu piyasa da yeniler ve Apple kadar tecrübeleri yok. Ama son 3 senede gerçekten o tecrübeyi kazanmaya başladıklarını gösteriyorlar.
Android İphone un tersine açık bir işletim sistemine sahiptir. Yani internetten her türlü dosyayı inderebilir, telefona atabilirsiniz. Bu ilk başta mütiş bir şey olarak gelir insana ama şöyledir ki bu yüzden Anroid telefonlara virüs bulaşır. App Store da virüslü hiç bir uygulama yokken Google Play Store da binlerce virüslü uygulama vardır. Bunun için Android telefonlara antivirüs programı yüklemeniz gerekiyor aksi takdirde telefonunuza virüs bulaşırsa sizin adınıza göndereceği mesaj ve maillerle telefon faturanızın 10.000 tl gelmesi süpriz olmaz. Tabi antivürüs yükleyincede telefon ağırlaşıyor şarjı yiyor. Bütün bunlara rağmen Samsung un tercih edilme sebebi ucuz olmasıdır ve müşteriyi ilk bakışta etkilemesidir. Ekranının büyük oluşu ilk bakışta grafik performansı hoşunuza gider. Fakat gelen yeni güncellemeler ve sürekli yeni çıkan telefonlar yüzünden telefonunuz 1-2 ay sonra aynı performansı göstermesi imkansız hala gelir. Sonra telefonunza formatlar atmaya başlarsınız işte.
HTC ise çok yeni bir markadır bu sektörde yeni oldukları için oldukça açıklar oluyor telefonlarda. Bunun için HTC almaktansa Samsung almanızı tavsiye ederim işletim sistemi Android’tir.
Nokia.Ah nokia ah. Dünyadaki en kötü telefonları Nokia üretir. Nokia telefon almaktansa telefon kullanmayın. İşletim sistemi çok kötüdür. Telefon çok ısınır. Performans oldukça düşüktür. Zaten şirket battı . Microsoft a satıldı. Siz siz olun reklamlara kanıp Nokia Lumia falan almaya kalkmayın. Nokianın övülecek tek tarafı da kamerasıdır.(40 megapiksel küsür telefonu vardır. Sektörde hiç bir artıları olmadığı için Nokia böyle absürt şeyler yapıyor.)
Sony Vaio lar da güzeldir. Ses performansı açısından belkide piyasadaki en iyi telefondur diyebiliriz.

Neyse gördüğünüz gibi olay bu eğer inanmıyorsanız ve yanlış olduğunu düşünüyorsanız araştırmanızı şiddetle tavsiye ederim. Benim bu yazım bir kaç siteden okuyup resimlere bakarak edinilmiş bilgi değildir. Evimde bir Samsung Galaxy S4 var. Ben İphone kullanıyorum. Kuzenim de Sony Vaio var. Her çeşit telefonu her an her saniye kullanıyorum zaten ve deneyimlerim doğrultusun Samsung’lar belli bir süre sonra kasıyor. Özellikle Samsung Galaxy S 4 serisinin altındaki bütün telefonları widget ekranında kasar. İnanmıyorsanız deneyin görün J.
Şuan da piyasadaki en iyi ve en kaliteli telefon İphone 5S’tir. Bir sürü yeni teknolojiyi içerir. İlk 64 bit lik telefondur. Çoğunuz bilgisayarından daha iyi. Çift işlemcisi var. A7 çip (ki zaten bundan daha iyi bir işlemci yokken) birde haraket ve parmak izi okuyusu görevi yapan m7 yardımcı işlemcisi vardır. Evet iphone 5s parmak izi okur. Ekran kilidini parmak izinizle açabilir, Appstore da kullanıcı adı şifre girmek yerine direk parmak izinizi basarak hesabınızı açabilirsiniz. Full HD 1080p video kaydı yapar. Kısacası bu telefonda şu yok diyebileceğiniz bir şey yok. Her alan da, mimariye kadar her şeyin en iyisi ve en fazlası bu telefonda vardır. Çok çok hızlıdır. Fiyatıda güzeldir J. Türkiyede 3  bin TL nin altında bulamayabilirsiniz. Ama Yurt dışından getirme imkanı olanlar için daha ucuza gelecektir.  Bu telefonu alabilecek durumu olanlar için şiddetle tavsiye ederim.
Bu yazıyı kendi yorumunuz ile birleştirerek ve daha çok araştırarak hatta Turkcell, Teknosa gibi bayilerden telefonlara bir göz atarak karar vermenizi öneririm.


25 Ekim 2013 Cuma

Bolşevik İhtilali

Sevgili okurlar,yorucu bir okul döneminden geçtiğim için sizlere bir konu hazırlayamadım,bu yüzden sizlerden af diliyorum fakat  onun yerine eskiden yazmış olduğum büyük bir direnişi anlatacağım.


Ekonomik açıdan sıkıntı çeken Rus İmparatorluğu'nda işler giderek zorlaşıyordu. 1905'de Rus-Japon savaşında ağır bir yenilgi alan Rus İmparatorluğu namı-diğer ''Deli Pedro'' zamanındaki gibi güçlerini tekrar göstermek için ve Pan-Slavizm ülküsünü yaymak için İtilaf Devletleri ile bağlantıya geçmeye başladılar. Yavuz ve Midilli adlı Alman İmparatorluğu'ndan alınan iki Osmanlı Savaş Gemisi,Sivastopol'u bombaladı. Bunun üzerine 2 Kasım'da Rus İmparatorluğu,Osmanlı İmparatorluğu'na savaş açtığını ilan etti ve böylece I.Dünya Savaşı'na katıldılar.  Fakat I.Dünya Savaşı,ülkenin ekonomisine zarar verdi ve halk isyanın eşiğine geldi. 
8 Mart 1917'de halk gösterilere başladı ve hükümeti protesto etti. Sonrasında isyan ateşi körüklendi ve geniş kitlelere yayıldı. 12 Mart'ta ''İşçilerin ve Askerlerin Sovyeti'' kuruldu.  Bu olaydan 3 gün sonra Çar Nikola tahttı bırakma kararı aldı ve yerine geçici hükümet getirildi.
1917 yılının Nisan ayında isyanın önderi Vladimir Lenin,Petersburg'a geldi ve ''Ekmek,Barış,Özgürlük'' sloganları atmaya başladı ve halkı daha çok etkiledi. 



Yeni Hükümetten Harbiye Savunma Bakanı olan Kerensky'nin Alman Cephesi'nde başarısız olmasıyla,Lenin'de kaçtı,Lev Troçki ise tutuklandı. Tüm bu olanlara rağmen 14 Eylül'de Cumhuriyet ilan edildi fakat bu işleri sanılanın aksine daha da kötüleştirdi. En sonunda köylü sınıfınında isyana katılmasıyla Rusya'da Bolşevik yanlıları daha da çok artmaya başladı ve Rusya karıştı. Sonrasında Bolşevikler ''Askeri Devrim Komiteleri'' ni kurdular. 7 Kasım 1917'de Rusya'da ve dünyada bir ilk yaşandı ve dünya Sosyalist bir hükümetle tanıştı. 8 Kasım'da Vladimir Lenin tekrar Petersburg'a geri döndü.  Bolşevikler,I.Dünya Savaşı'ndan çekildiklerini ilan etti.Devrimden birkaç sene sonra Lenin ve yoldaşları,Atatürk ve silah arkadaşlarına Kurtuluş Savaşı'nda silah ve erzak yardımında bulundular. 





20 Ekim 2013 Pazar

Bayram mı? Tatil mi?



      Bugün yıllarca bizlere anlatılan şeylerin farklı bir noktasına değinmek istiyorum.Geçtiğimiz hafta bildiğiniz gibi Kurban Bayramı idi.Bende bu süre içinde memleketime dönüp hayat hala eski bayramlarda ki gibi mi incelemek istedim. Tahmin edebileceğiniz gibi 10 sene önce ile çok büyük bir fark var.İnsanlar bayramı artık tek bir kısa mesajla kutlanabilecek hale getirmiş.Bu olayda yıllardır suç halkımıza bulundu fakat bence suç sadece halkımızda değil. Hiç düşündünüz mü bu bayram neden özelliğini kaybetti.Bunun en büyük nedeni ülkemizdeki çalışma  standartlarıdır.Her zaman dediğim gibi bizim milletimiz çok tembel bir millet tabi ben bunu söyleyince insanlar bana çok kızıyor nedeni ise özeleştiri yapmayı bilmeyen bir millet olmamızdır.Şöyle ki böyle tembel bir milleti haftanın 5 günü sabah sekiz akşam beş çalıştırıp yılda sadece dini bayramlarda uzun tatil şansı verildiği için insanlar dini bayramlarda gelenekleri yerine getirmek yerine dinlenmeyi tercih ediyorlar.Tek neden bu da değil tabi ki, bu olayda çocukluktan gelen travmanın etkisi çok büyük bir yer kaplıyor.İlköğretim yıllarında her öğrenciye bayramda bitirmesi imkansız olan ödevler verilmiştir. Bu olayda ileride bayramları yatarak geçirme isteğini oluşturmuştur.Tabi ki tek bu sebeplerden kaynaklanmıyor.İnsanımızın üşengeçliği, haklı olarak kendine bir zaman bırakma isteği  bayramların özelliğini kaybetmesinde çok etkili olmuştur.Benim bu konu hakkındaki düşüncem ise bu olayı yine bizlerin yani halkın çözebileceğidir.Her siyasetçi seçimde önce yüksek miktarlarda paralar saçıp partilerinin ya da kendilerinin fotoğrafları ile sokakları süslüyor.Seçimi kazananlar bayramlarda sokakları bayrağımız ile süsleyemez mi? Çoğunluğun oyunu alıp o göreve layık görülen yöneticiler bayramları sokakları bayrağımız ile süslese bayramlara farklı bir hava katabilir.Şimdi aklınızda geçen ilk şey “Dini bayramda bayrağımız ne alaka” olacaktır.Bayrağımız bizim en önemli milli değerimizdir.Ve özel günlerimize en çok anlam katabilecek şey bu millet çin en önemli değer olan bayraktır.Çevrenizdeki insanlarla iletişime geçip yerel yöneticilerinize bu konuda isteğinizi belirtseniz belirli bir sayıda yazılı istekten sonra onlarda bu durumu değerlendirmesini ve şehrinizi bayraklar süslemesini sağlayabilirsiniz.İnşallah bu yazımdan sonra birşeyler değişir ve önemli günlerimiz için bu yazdığımız olayı hayata geçirebiliriz.Bu yazı içinde sona doğru gelirken şunu belirtmek isterim,  bu yazıda anlatmak isteğim insanlar artık aile ziyareti yapmıyor birbirine artık ya 'tweet' atıyor ya da bayram kutlayanları 'like'lıyor demek değildi.Amacım bayram boyunca yaptığım gözlemi sizlerle paylaşıp suçun çalışanda değil ülkemiz sisteminde aranması gerektiğini anlatmaktır.Bu sistemi düzeltmek yine halkımızın elinde artık silkinip insanlarımızın fazlalıkları atması lazım ancak bu şekilde hem modern hem geleneklerine ve milli değerlerine önem veren nesiller yetişebilir.Her zamanki gibi lafı fazla uzatmadan ve okuyucuları sıkmadan her yazıda olduğu gibi bu yazımıda aynı sözle bitirmek istiyorum.
Unutmayın; bizim ve gelecek nesillerin rahat yaşaması için biraz dikkat yeterli…