30 Temmuz 2013 Salı

Yaralı Hoşgörü





                                 

Hoşgörü bize atalarımızın bir mirasıdır aslında;Selçuklu,Osmanlı'da ve Cumhuriyetimizin ilk yıllarında hoşgörü çok önemli bir değerimizdi o zamanlarda henüz bu güzellik yaralı değildi...
Hoşgörü:Bir kişinin düşüncülerini hoş görme ve tepki göstermeme sanatıdır. 
Günümüz insanları bu kavramdan yoksundur ve bu yüzden hep aciz kalmaktadırlar. Bizi biz yapan unsurlardan birisi olan hoşgörü yavaş yavaş yok oluyor ve soluyor. Özellikle de bu unsura en çok ihtiyacımız olduğu zamanda. Şimdi sizi biraz eskiye götüreceğim.Yeni Çağ'a falan değil,en fazla 230 sene önceyi düşünelim,Osmanlı'nın çöküş zamanları fakat insanlığın ve hoşgörünün hala dinç olduğu zamanlarda bir yabancı şehirde gezerken ona şerbet ikram edilir ve muhabbet edilirdi.Şimdi de günümüze gelelim bir yabancı yoldan geçtiği zaman,hemen fesatlık ve ırkçılık başlar. Yoldan geçen yabancıya karşı hakaretler edilir. Bu tür olaylar sadece yabancılar geldiğinde olmuyor değil,herhangi bir spor müsabakasında yenilen taraftar,diğer takımın tarafına küfür eder,sonrasında ise karşısındaki insanı linç ederler. Din konusunda da aynısı geçerlidir örnek verecek olursak 20 sene öncesinden bahsedeceğim. 2 Temmuz 1993 tarihindeki bir olaydan bahsedeceğim ki bunu çoğunuz biliyorsunuz. 
Ülkemizin kuruluş yıllarındaki ''Menemen Olayı'' ndaki gibi,bir tür şeriat yanlısı gruplar İslam'ın ülkemizden kalktığını sanarak,insanları öldürdüler. Tamamen hoşgörüsüz davrandılar oysaki bunu din için yaptılar ve hiçbir din katliamı onaylamaz. Yazık! Bir zamanlar ırkımızın övünç kaynaklarından birisi olan hoşgörü kavramı,artık iyileşmeyi bekleyen bir yaralı...
Günümüz insanları,hoşgörüden tamamen uzaklaşmış ve saldırgan bir yol izlemeyi tercih etmiştir.
Buna dur denilmeli ve insanlığı bu tür kaoslardan kurtarmalı! 
Mevlana'nın dediği gibi ''Hoşgörülükte deniz gibi ol.''






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.